Raymond Carver’dan

Raymond Carver’dan bir yazı dersi

raymond carverokulicsayfa

TASLAKLARI GELİŞTİRMEK

İlk taslağı çarçabuk yazarım. Bu iş genellikle gelişigüzel yapılır. Sayfaları elimden geldiğince hızlı bir şekilde doldururum. Bazı zamanlarsa kişisel notlarım olur, o bölüme geri döndüğüm zaman yapacağım şeylerle ilgili kendime yazılmış notlardır bunlar. Bazı sahneleri bazen eksik, bazen yazılmamış bırakmam gerekir; daha sonra, oldukça yoğun bir özen gösterilerek yazılması gereken sahnelerdir bunlar. Bütün iş derin bir özen gerektirir – ama bazı sahneleri ikinci ya da üçüncü taslağa bırakırım, çünkü onları ilk taslakta işlemek ve doğru olarak işlemek oldukça fazla zaman alır. İlk taslak öykünün ana hatlarını, iskeletini ortaya çıkarma safhasıdır. Ondan sonraki taslaklarda öykünün geri kalan bölümleriyle uğraşırsın. Gelişigüzel yazılmış taslağı bitirdikten sonra öyküyü bu haliyle daktiloya çeker ve işe burdan devam ederim. Daktiloya çekildikten sonra öykü bana hep daha değişik, kuşkusuz daha iyi görünür. İlk taslağı daktiloya çekerken öyküyü tekrar yazmaya başlar, şuraya bir şey ekler, buradan bir şey çıkarırım. Asıl iş sonra, öykünün üç dört taslağını yazdıktan sonra başlar. Şiirlerle de aynı şey olur, yalnız şiirlerde taslak sayısı kırk elliye ulaşır.

OKU YAZININ YÜREĞİNE SAPLAMAK

Sıradan fakat net bir dil kullanıp sıradan olaylar ve şeyler hakında bir şiir ya da kısa öykü yazmak ve bunlara –bir sandalye, bir çatal, bir taş, bir kadın küpesine– yoğun, hatta şaşırtıcı bir güç yüklemek mümkündür – bu Nabokov’un seveceği türde sanatsal hazın kaynağıdır. Beni en çok ilgilendiren yazı türü budur. Deneyselciliğin bayraktarlığını yapan ya da, başka türlüsü, kaba bir gerçekçilikle bezenmiş, düzmece ya da kazara yaratılmış edebiyattan nefret ederim. Isaac Babel’in “Guy de Maupassant” adlı olağanüstü güzelikteki öyküsünde anlatıcı, edebiyat uğraşıyla ilgili olarak şunları söyler: “Hiçbir demir ok, yüreği, doğru yere konmuş bir nokta kadar derinden delip geçemez.”

Yorumlar kapatıldı.